Seren Fosforoğlu… ‘RUH SAĞLIĞIM İÇİN BOŞANDIM!’
8 mins read

Seren Fosforoğlu… ‘RUH SAĞLIĞIM İÇİN BOŞANDIM!’

Seren Fosforoğlu, 2020 yılında evlendiği Kaan Önal’dan geçen temmuz ayında boşandı. Oyuncu, radikal kararlar aldığını söyleyerek hayatındaki değişimi anlattı: “Boşanmak benim için radikal bir karardı. Elimden geleni yaptığımı düşünüyorum. Olmadığı zaman da zorlamamak lazım. Çünkü benim bir kızım var. Hayatta güçlü durmam lazım.Kendi ruh sağlığımı düşünerek kendimden vazgeçmemek için ilişkimden vazgeçtim.”

? Yaz sizin için nasıl geçti?

– Benim için kısa geçti. Çünkü hayatımda toparlanması gereken şeyler vardı. Onları tamamladıktan sonra tatile çıktım. Kızımla birlikte baş başa güzel bir tatil yaptım, döndüm. Şimdi kızımın okulu açıldı. Kendi hayatımı yeniden kurma çalışmalarım var. Yaz benim için yeniden yapılanma oldu aslında.

? Bu konuşmanızdan radikal kararlar aldığınızı anlıyorum. Bir değişim süreci mi başladı?

– Evet, radikal kararlar…

19 Temmuz’da boşandım. Boşanmak benim için radikal bir karardı. İlk miydi, aslında ikinci. Olmayınca olmuyor. Yaşadım, gördüm, denedim en azından. Geçti, gitti diyorum.

? Boşanma kararını almak zor oldu mu?

– Gayretli bir insanımdır. Elimden geleni yaptığımı düşünüyorum. Olmadığı zaman da zorlamamak lazım. Çünkü benim bir kızım var. Her şeyden önce anneyim. Hayatta güçlü durmam lazım. İyi olmam lazım. Kendi ruh sağlığımı düşünerek kendimden vazgeçmemek için ilişkimden vazgeçtim.

KISKANÇLIK İNSANI KISITLAYAN BİR ŞEY

? Size göre boşanmaların temelinde yatan asıl sebep nedir?

– Aşk evliliği yapmıştım. Aşık olduğuma inandım. Aslında bazı şeyleri görmek lazım. Kadınlar başta olanları görmezden geliyor. İnsanlar değişmiyor, bir kere bunu bilmek lazım.

İlk başta o insanı öyle seviyorsun. Ondan sonra ilişkiye başlıyorsun, evleniyorsun, değiştirmeye çalışıyorsun. O zaman senin sevdiğin insan değil, kafanda hayalini kurduğun insanı aslında yaratmaya çalışıyorsun.

Bu yanlış. İnsanlar değişmiyor, birbirini değiştirmeye çalışmamak, olduğu gibi kabul etmek lazım. Sen bir kadını beğeniyorsun, mini eteği, dekoltesi var.

Tanıştıktan sonra sen ona kapalı giydirmeye çalışıyorsun. Mesleğini yapmasını istemiyorsun. Halbuki sen, o kadını o mesleği yaparken tanıdın. Aynı şeyleri kadınlar da erkeklere yapıyor ama kimse değişmiyor.

? Siz hiç bu tarz baskılarla karşılaştınız mı?

– Bize hep “Sevmek kıskanmaktır. Seven insan kıskanır” diye öğretildi. Hayır, seven insan sevdiğini yüceltir, ona bir şeyler katar, onu daha da güçlendirir iyi olsun ister.

Kıskançlık insanı kısıtlayan bir şey. Doğru bir duygu değil diye düşünüyorum. Sen karşındakine güveniyorsan güven üzerine ilişki kurulmalı. En azından ben bundan sonra buna dikkat edeceğim.

ARTIK EKRANDA OLMAK İSTİYORUM

? Televizyon dünyasından biraz uzak kaldınız. Bu süreci nasıl değerlendirdiniz?

– Duygusal bir insanım. Kendimi başka mücadelenin içine attığım için mesleğimi, işimi geri planda tuttum. Belki o yüzden uzak kaldım. Oyunculuk eğitimleri veriyorum.

Bu beni besleyen bir durum. Hiç vazgeçmedim. Bunun dışında ekranda olmak istiyorum. En son sabah kuşağında kadınlara yönelik bir program yapıyordum ama oyunculuğu çok özledim. Yavaş yavaş dönmek istiyorum.

? Şimdiki sabah programlarını nasıl buluyorsunuz?

– Çok eleştirmek istemiyorum. Çünkü bir sistem var. Talebe göre hareket ediliyor. Çok izlemiyorum. Biliyorum genelde hep aynı şeyler dönüyor. Biri bir şey yaptığı zaman diğeri de onu yapıyor. Biraz toplumu güçlendirecek işler yapmak lazım.

Belki biraz idealist konuşuyorum ama ben program yaptığımda kadınlara örnek olacak şeyler serpiştirmeye çalışıyordum. Kadın hayatı güzelleştiriyor. Birçok şeyi biz yaratıyoruz. Çocuğu yetiştiren kadın, büyümeyen erkekleri büyüten kadın…

O yüzden kadının güçlü olması lazım. Programların da buna dikkat etmesi gerektiğine inanıyorum.

AİLELER KIZ ÇOCUKLARININ ARKASINDA OLMALI

? Motivasyon kaynağınız ne oldu?

– Kızım oldu. O olmasıydı her şey çok zor olurdu. Kızıma tutundum. Ben böyle diyorsam çok zor şeyler yaşayan kadınlar vardır. Ailenin kadına sahip çıkması lazım. Ben ilk boşandığımda ‘Babama nasıl söyleyeceğim’ diye düşündüm.

Halbuki çok modern bir babam var, biliyorum ama yine de… Bana dedi ki, “Kızım üzülme yeniden evlenirsin. O olmazsa onu da boşarız.” O kadar rahatlamıştım ki. Onun arkamda olduğunu hissettim. Ailenin kız çocuklarının arkasında olduğunu hissettirmesi lazım.

? Kadınlara yönelik sosyal sorumluluk projelerinde yer alıyor musunuz?

– En son ses tiyatrosu yaptık. Kuzenim Almula Merter, ben, Şebnem Özilhan, Arzu Yanardağ… Kadınlarla ilgili bir panel yaptık. Yaşanan kadın hikayelerini seslendiriyoruz. Devam edecek böyle projeler. Kendi yazdığım hikayeler de vardı. Böyle faydalı şeyler yapmak lazım.

AİLEMİZİN BELGESELİNİ YAPMAK İSTİYORUM

? Rahmetli babanız Enis Fosforoğlu, çok yönlü bir sanatçıydı. Şimdiki ile eski oyuncular arasında fark görüyor musunuz?

– Bunu zaten çocukluğumdan beri görüyorum. Hem babam hem bütün ailem oyuncu olduğu için ve ustalarla çalışarak büyüdüğüm için eski ile yeni arasındaki farkı görüyorum. Hatta eğitmenlik yaparken buna şahit oluyorum. Herkeste bir ünlü olma merakı var.

Televizyonda görüyor ‘Ben de onun gibi olacağım’ deyip geliyor. Oyunculukla ilgili hiçbir şey bilmiyor. Öğretirsin ama ilgi alaka yok. Oyunculuğun tarihini oku, meslekteki önemli isimleri tanı, bil. Bir isim söylüyorsun bilmiyor. Sadece ünlü olmak için değil, mesleği her şeyiyle öğren.

? Babanızı eserleriyle yaşatmak gibi bir hayaliniz oldu mu hiç?

– Çok istiyorum. Babamın vefatından sonra araya pandemi girdi. Babam çok iyi bir hocaydı, çok öğrencisi vardı. Oyuncu olmak isteyen bir gence babamın adına burs vermek istiyordum. Onun adına bir belgesel yapmak istiyorum.

Dedem Renan Fosforoğlu, babaannem şehir tiyatrosu oyuncusu Mualla Fırat, Avni Dilligil eniştesi, Belkis Dilligil teyzesi, Çiçek Dilligil kuzenim, Ferdi Merter amcam. Aliye Rona, böyle gidiyor. Bu değerli aileyi yaşatmak önemli. Babam da onların içinde büyümüş değerli bir sanatçı.

? Babanızın yarım kalan hayalleri var mıydı?

– Hikayeleri vardı. Hatta yazıyordu, kitap çıkarmak istiyordu. Eşiyle görüşüp bunları yapmak istiyorum. Onun dışında biraz kırgın gitti. Çok hayalleri kırık gitti gibi geliyor bana.

ARTIK BİR DİZİDE OYNAMAK İSTİYORUM

? Kameralarla çocukluğunuzda tanıştınız. Hayallerinizin neresindesiniz?

– Benim en büyük hatam hırslı bir insan olmadım. Eğer öyle olsaydım çok daha farklı olurdum. Elimdekiyle yetinmeyi, mutlu olmayı seçen kişi oldum. Orada biraz hatalıyım.

? Yeni sezonda ekranlarda olacak mısınız?

– Artık bir dizede oynamak istiyorum. Onun görüşmeleri var.

Çektiğimiz bir festival filmi var. Şu an kurguda. Yeni bir sinema filmi olacak. Şimdilik ondan bahsetmeyeyim. Benim için heyecan verici bir iş.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir